Bizim ülkemizde yaşamak
Şafak Ulusoy [Ses'deki bir yazi - Kasim 2008]
Bizim ülkemizde yaşamak, güvenlik ve insana verilen
değer açısından işgale uğrayan bir şehirde yaşamak gibi. Ben
birkaç yıldır böyle hissediyorum.
Sorun sadece devletin hemen hemen bütün kurumlarının
ya satın alınabilir olması yada belirli bir tarafa ve kesime hizmet
edip kollaması değil. Asıl sorun halkımızın yapısında, anlayışında,
genlerinde. Yani ben durumun vahim olduğunu ve uzun uzun yıllar boyunca
umut verici bir ilerleme görmeyeceğimizi
düşünüyorum.
Aşağıda aklıma yazılmış, gazetelerden okuduğum,Halkımızın ve kurumlarımızın ne durumunda olduğunu biraz biraz
gösterebilecek jenerik örnekler, hikayeler vs koyuyorum.Eee
bir kere olmuş da ne olmuşluk hikayeler değil, birçok kez
örnekleri
benzerleri görülmüş ve göreceğimiz durumlar bunlar,
ve sadece şu 15-20 dkda aklıma gelenler. Daha neler neler var.
- Gözünü küçük kızlardan,
kadınlardan alamayan , yaşlılara daha da ötesi bebeklere bile
taciz ve tecavüz edebilen bir sapıkordusu çıkardı bu halk.
Dışarda dolaşıyorlar şu an. Hergün onlarca tecavüz haberi.
Bir tanesi yeni yakalandı, adam tenor'muş, babası da emekli emniyet
müdürü.Sorun sadece halkın cahil ve yoksul olması değil
sanıırım.
- Küçük bir çocuğa yaşlı bir moruk cinsel
istirmarda bulundu. Okur sayısı az olmayan, adamın kendinin da
yazarlığını yaptığı bir gazete, adama sahip çıktı, aynı şekilde
okurları da. Az bir sayıdan bahsetmiyoruz, türkiyenin belli bir
kesimi "noolmuş yani, abimiz o bizim, bir hata etmiş, Allahın yaptığı
sınavda onu yalnız bırakmamalı, destek olmalıyız, hepimizin başına
gelebilirdi..." dedi. Adam şimdi dışarda, adli tıp demişki sebep kız
olaydan etkilenmemiş.
- Polisin teki mahallesinde yürürken, yanından
geçen iki gençten birinin kendine küfür
ettiğini sanar. Sen bana sövemessin deyip vurur
öldürür. Olay mahaline gelen polis ekipleri rapor
tutarlar : "boğuşma sırasında yanlışlıkla silah ateş aldı".
- Dolmuşun birinde 3 arkadaş alıkları lahmacunları yemeye
başlarlar. Bir kişi de çıkıp derki arkadaşlar rahatsız oluyoruz
arabada yemeyin. Sonra gençler arabayı durdurur, adamı arabadan
indirir, döve döve öldürürler. İşte insan
canına verdiğimiz kıymet. İşte halkımızın birbiriyle olan iletişim
yeteneği.
- Ramazan ayında oruç vakti yemek yediği için
yada ramazanda içki sattığı için, yada sigara
içtiği için öldüresiye dövülen ve
tehdit edilen insanlardan bahsetmeden olmazdı. Artık olay ramazanı da
geçti, bazı belediyeler ve halkın belli bir kesimi birleşti,
içki satan dükkanları genel olarak kapatmaya, satan ve
içen insanları dövmeye başladılar.
- Melih Gökçek odtüyü yıkıyorum dedi.
Bütün internet gazetelerinde haberler çıktı. Bilmem
yorumları da okudunuz mu. Ben okudum. Yorumların %50-60 kadarında
insanların odtülülerden nefret ettiğini görebilirsiniz.
Adamlar dozerden önce kazma kürekle ben giderim orayı yıkmaya
diye yazmış, oh olsun demişler, her şey müstehak onlara. Peki
sebep ne?
- Geçen yaz bir pazar günü adamın biri bir
apartmanın 2.kattaki evinde karısı ve kızıyla mutlu keyifli bir
kahvaltı yapıyordur. Herşey çok güzel.Sonra, Adamın teki
azmış, balkondan eve dalar, kocayla boğuşur sonra ellerini kollarını
bağlayıp etkisiz hale getirir. Sonra küçük kızlarının
daönünde karısına tecavüz etmeye çalışır. Kocası
da o çaresizlik ve sinirle iplerinden kurtulur tekrar boğuşmaya
başlar adamla. Tecavüzcü adam silahini çikartir adam
karısının ve kızının önünde vurur öldürür.
Gördüğünüz gibi 5-10 dk'da geride 180 derece
yön değiştirmiş, zehir olmuş bir hayat bırakır.
- Dün kırmızı ışıkta bekliyorum yeşil yansın da
geçeyim, arkamda 5-6 araba dizilmiş. Adamların hepsi kornaya
basıp el kol hareketleri yapıyor. Neden ? Çünkü
kırmızı ışıkta geçmiyorum, onları da arkamda bekletiyorum diye.
Hani yolda hiç araba olmasa anlam vericem. Bunlarda trafikdeki
katil ve sapıklarımız heralde.
- Geçen gün sağlık merkezinin arkasından yurtlara
çıkıyorum. 35 ve 40 yaşlarında iki kadın süslenmiş
püslenmiş gidiyorlar .bana baka baka ellerindeki ayran kutularını
ağaçların arasına attılar, yanlarında da her 10-20 m de bir
çöp kutusu var. Orda çöp var dedim, burunlarını
kaldırıp gururlu gururlu birşey demeden gittiler. Bunun örnekleni
çok çok yaşadım. Çöp olayı basit gibi duruyor
ama mesele duyarsızlıkları, kendilerinin olmayan şeylere zarar
verebilme yetenekleri. Düşünün bu insanlar çocuk
yetiştiriyor. Misal, "Anne ben bunu nereye atayım?", "At işte şuraya
biyere, ellerin kirlenmesin".
- İstanbulda kapkaç yaparken arabaların yanında
sürüklenip ölen kaç insan sayabildiniz.
Birkaç çapulcu 5-10 milyon para için kaç
yetişmiş insanımızı gasp,kapkaç,tecavuz derken heba etti.
- Düşünün, halkı kala almıyorsunuz, aşağılıyorsunuz,
yolsuzluk yapıyorsunuz, halkın alım gücü
düşüyor ve oyunuz artıyor. Bütün şehir fındık
fiyatlarını düzeltin diye ayağa kalkıyor, hükümetle
restleşiyor, ancak istedikleri olmuyor. Ancak yine aynı şehir aynı
hükümete oy veriyor.
- Bir halk düşününki kurulan yemek çadırları
için, verilen kömür bulgur pirinç yardımları
için hükümete şükrediyor. Ama biri de
çıkıp demiyorki "yahu arkadaş bizi bubir çuval
kömüre, bulgura pirince, bu yardıma muhtaç eden bu
hükümet değilmi" diye. Düşünemiyor ki adam beni
yoksullaştırdı, fakirleştirdi, yada durumuma bir çare bulmadı
şimdi yardım ediyor diye. Bir paket pirinç veriyorsun adamın hem
rızasını hem de oyunu alıyorsun.
- Beyin göçünün asıl sebebi devletin eğitim
ve araştırma imkanlarının ve maddi desteğinin kısıtlı olmasından ziyade
güven ve huzur içinde yaşama isteği, hayat koşulları vs
olabilir mi ? Ben beyin göçünün sebebinin ikinci
söydeğim olduğunu düşünüyorum. Zira ben ve gitmek
istediğini bildiğim bir çok kişinin asıl sebebi ülkedeki
hayat koşulları, halkın sebep olduğu güvensizlik duygusudur.
Daha bir çok şey var söylenebilecek, hatta daha ibret
verici ama akla gelmiyor işte. Zaten gelseler akla, pek iyi olmazdı
zaten, o yüzden pek düşünmemeye çalışıyorum
şimdilik. Geçmişimizde de var bir sürü katliamımız
çok şükür. Bebek kadın demeden, birbirimizi tanımadan
yok aleviyiz sünniyiz diye birbirimizi kırdık, yok solcu sağcı bak
küpesi var bıyığı var diye işkenceler ettik, yok dinsizlermiş
halkı dinden uzaklaştırıyolarmış vs birbirimizi yaktık diri diri.
Kanımızda var bazı şeyler. Geçmez çok uzun süreler.
Ben ülke halkından umutsuzum. Elbet hepimiz böyle değiliz,
ancak sayı az da değil. Bu ülkede yaşamak, evlenmek, birilerinin
sorumluluğunu almak hakikaten cesaret ister. inşallah
güvenle ve huzurla yaşabileceğim yerlerde bulunmayı diliyorum.