ne isim var lan benim burda.. ne demek ulan dort saat sigara icilmez.. seyahat mi edilecek, eziyet mi cekilecek anlamadim ki.. asil ben nasi bastim bu yas tahtaya.. bilmiyo muydum bu cekik gozlu sinsilerin huyunu.. singapur'una takayim.. singapur hava yoluna takayim..
bu ne.. duuti frii katalogu.. dutti frutti'den yerim.. okuncak bi bok bulunmaz, ucak ya, artik butun yolcular parfum reklamina bakacak, efendime soyleyim mucevherattan mucevherat begenecek.. hayir madem soyle ciplak karili reklam koyun.. diy mi..
ta getirdigin getircegin yemege.. tobe toobe.. bu ne bak, et diy mi, et.. mama, cicci.. peki ya bu ne, guzelim nimeti boka bular gibi.. frenc dres diy mi bu, yani bunu giymese ciplak olacak da etin gotu mu gorunecek.. hicbibok bilmiyosaniz cig getirin kizim eti..
hayir guzelim, ben raki isterim.. biz delikanli bi milletteniz tamam mi, oyle bakardiyle bukurduyla olmaz o is.. du bi dakka, hadi tamam fiski getir.. delikanli olmaya hala delikanliyiz da bakalim kahbe avratli dunyada, simdi arap elinde bi daha ya bulunur, ya bulunmaz.. hatta sisesiyle mi getirsen n'apsan.. he guzelim, icine de buz koy.. pliiz..
yer yok zaten dunyada.. bi dubai kaldiydi.. ben yeterince gordum dubai, gecen sene havaalaninda uc saat transit ucak bekledim.. bu kadar dubai, uff, bana bi omur yeter, hatta artar da onu da kicima sokarim.. ulan simdi su asagisi brezilya olacak, yol ne'bleyim dolanip ordan geciyomus mesela.. derral atlarim ucaktan serefsizim..
hani insan yurt disina cikarken bi hos olur ya.. biraz huzunlu olur da, biraz da urkek olur.. hem de hafiften heyecanli olur.. hicbiri yok.. niye.. dubai.. bok var.. ben kizginim tamam mi kizgin.. orekesine kizginim.. ne demek yani neye kizginim.. kizarim da kizmam da, kizarsam da istersem biseye kizarim, istersem bisey olmadan da kizarim..
yuz seksen tane mi, binseksen tane mi, seksenbin tane mi ulke var lan dunyada.. bunun tas catlasa yirmisi arap, bilemedin otuzu arap.. ne kaliyo geriye.. yetmisdokuzbindokuzyuzyetmis tane.. onlardan biri olaydi iste.. o yetmiskusurbin ulkenin de en az atmisbin tanesinde havaalaninda insani obekler halinde kizlar karsiliyo, hemen samba basliyor ve de boynuna celenk takiyolar.. oyle iste obegi gobegi bol biyer olaydi..
biz bu arap tayfasina sallak mallak deriz.. efendime soyliyim pasakli arap deriz.. kara kopeklere arap derler.. mesela niye zenci demezler de arap derler.. besbelli yapmis bisey ki arap, onun adi deniyo.. zenci de yapmis olsa zenci de derlerdi.. seferberlikte bizi sirtimizdan hancerleyen de iste bunlardir.. bi tane de iyi bisey demeyiz.. olsa derdik.. arap tasagi deriz lan, arap tasagi, var mi bunun daha otesi..
velhasilikelam bu, bu efendime soyleyim, ben deyim boyle bitakim iccelismeler ve siz deyin onyargilarla vardim dubai'ye..
o, biraz, nasi diyelim, gergince ruh hali, bi muddet devam etti tabii.. havaalaninda elinde celenk degilse de uzerinde adim yazili bi levha tasiyan cekik gozlulerden bi kiz karsiladi.. maraba turizm sirketi.. turkiye'de benzeri hizmetler sunan hur tesebbus var mi bilmiyorum, bunlarin tek gorevi elemani havaalaninin bi ucunda karsilayip obur ucuna kadar goturmek.. eleman hani belki okuzdur mokuzdur, kic kadar havaalaninda aman kurda kusa yem olmasin.. demek ki, enternasyonel firmanin adami kiymetli oluyomus..
cikis kapisinin orda dur bi ucbes dolar bozdurayim demeye kalmadi, kiz kasla goz arasinda plop dedi kayboldu.. boylece de yararindan cok zarari dokunmus oldu.. elimdeki bi alay abuksubuk kagit da onda kaldi.. bi araba kiralanmis olacak, onun kagidi var, yer ayirtilan otelin kagidi var, hepsi gitti.. otelin adi adziga miydi, almira miydi, bisey, onu da bilmiyorum.. yani aferin cekik gozlu.. en son su rentekar yazihanelerinden birinin onundeydi kiz, heralde kagitlar da ordadir..
bi bes dakka sigara iciyim disarda da sonra bakarim.. ciktim, ama nasi canim burnumda.. ne arabini birakiyorum, ne cinlisini, siradan sovuyorum.. asil dellenme ise geri iceri girmeye calisinca oldu.. kapi otomatik, sadece icerden insan yaklasinca aciliyor.. isin kotusu de iki metre arayla iki kapi var.. bi adam geliyo, ickapi aciliyo, herif devam edince diskapi bikac saniye sonra aciliyo.. ne fayda, ben ziplayip diskapiyi gecesiye ickapi kapaniyo.. hayir kesin bakan eden varsa komik de oluyodur.. ciktim geri, soyle okkali bi kafile gelesiye pusuya yattim.. engelleri atlatip iceri girdim, yazihanelerden birinde kagitlari buldum.. cagirdilar, araba da geldi..
aksam saat alti yedi falan.. genis, isikli, bombos caddelerden gectik 'alrikka' oteline ulastik.. ciktim 'ev'ime, onu ardi baska binalara bakiyor, kapali, ama iyi bari genismis.. bi alti ayi da burada gecirmek yaziliymis demek ki..
soyle bi bes dakka dinlenip ustumu basimi degistirip vurdum kendimi sokaga.. yeni bi sehre geldigimde sasmaz bi sagduyum vardir.. sehrin 'can'i her neredeyse onun ters istikametinde ilerlemeyi basaririm.. bu o kadar boyledir ki, hunerimi hatirlayip doksan derece, yuzseksen derece ne kadar donersem doneyim, bi yolunu bulup sehrin kus ucmaz kervan gecmez ve bi daha hic gormeyecegim ucralarini ne yapar eder ilk gece bi tavaf eder gelirim.. hatta sehrin birinde, benim disimda dunyada herkesin bildigi bir kumpasin zavalli kurbani oldugumu kurmustum: ne de olsa daha cevreyi bilmedigime guvenip benim gittigim yone bakarak sehri hizla yikip bastan kuruyorlar..
dubai'de de avucici kadar sehrin en cansiz yerlerini bulmayi basardim.. olu sehir ulan burasi.. alti ay..
ilerleyen gunlerde bu kez sehrin bilakis vingir vingir kaynadigini gormek surpriz oldu tabii.. ilk aksam istikamet kadar saatte de ufak bi hata yapmisim.. ben dubai'ye geldigimde tam ramazan'in ilk gunlerinden biriydi, ustune iftarin da ilk saatleri.. bir ay boyunca insanlar saat alti civari ortaliktan bir anda kayboldular, oruclarini actilar, saat dokuzdan itibaren de kendilerini sokaga vurup geceyarisindan evvel cekilmediler..
istanbul'da ankara'da cok fazla hissetmiyoruz ama bizim memleketin de bicok yerinde bu boyle aslinda.. istanbul'un ankara'nin da kenarlarinda boyle, hatta otuz sene evvel gobeklerinde de heralde boyleydi.. ramazan, yilin 'hareketli' zamani.. esnafin cogu dukkanini ogleden evvel acmaz, acinca da yalandan acar, zaten kimse de gelip bibok almaz.. gun iner, el ayak cekilir, iftar edilir.. sonra birden hayat baslar.. gece ikiye, uce, sahura kadar..
'hayat' deyince cilginlar gibi eglence kasdetmiyorum tabii.. hayat iste, normal gundelik yasanti, alisveris, sokak gezmesi falan.. yoksa sokaklarda dans etmiyolar yani.. ama yine de sair gecelerden ayirdedici sekilde ayrilan bi canlilik var: insanlar aileleriyle birlikte sokaktalar.. gecen yaz isfahan'da gordugumuze oldukca benzeyen bi canlilik.. cumbur cemaat disari cikiyorlar, halice ve sehrin cesitli yerindeki az miktardaki parklara toplaniyorlar, hasiri sediri serip cay falan mi yaparlar artik, saatlerce oturuyorlar.. ve cocuklar tabii.. senenin baska hicbir zamaninda sahip olmadiklari muazzam bi serbestlik icindeler.. gec saate kadar gurultuleri eksik olmuyor..
o sallak mallak lafi var ya, o dogru.. yerel arap erkeklerinin cogu, bak adini yine unuttum, o beyaz entariden giyiyor, baslarina da kefiye dolayip tepesine kara simidi oturtuyolar.. ortalik ayni adamlardan dolu.. sadece kefiyede bi opsiyon var.. cogunun kefiyesi beyaz, ki bunlar galiba avam takimi.. biraz daha hallice olanlar daha sik giyiniyor, kirmizi beyaz kucuk kucuk kareli kefiyeler var, onlari takiyorlar..
acik gezmek dubai'de yasak degil, ama arap kadinlarinin cogu kapali.. cogu baya baya da kara carsaflilar, sadece yuzleri acikta.. cok dikkat etmedim, ama besbelli tek eslilik yaygin, ardinda dort avratla yuruyen herifler gorsem batardi gozume.. ortalama cocuk sayisi ucdort civarinda..
dubai'de kadinlarin ortunmesi 'zorunlu' degil, ama yerli ahali icinde 'yaygin'.. musluman olmayan kadinlar dekolte bile giyinebilir cok canlari cekerse, ama millet bakar.. musluman kadinlardan da ortunmeyenler var.. yalniz ramazan boyunca aileler sokagi domine ettigi icin, bunlar cok azinlikta kaliyordu..
iste bu minvalde ramazan geceleri boyunca aile saadeti yasadilar.. benim otele yakin olan alrikka caddesinin uzerinde bos bi arsa var, oraya buyucek bi cadir gazino kuruldu, orada yemek yiyip nargile icip ne oldugunu tam anlamadigim 'dubai di siti det keyirz' sloganli bi piyango cekip durdular, gelirin bi kismi yoksul ulkelere falan mi gidiyor artik, oyle bisey olsa gerek.. icine girip de oturmadim hic, hem meraklisi degilim, hem de tut ki meraklisi olsam, orasi neticede bi aile mekani.. yani bi 'can' var ortalikta, ama yanlis bi 'can'.. genc bekar dallama ekspatlar icin tasarlanmamis..
ilk aksam serseri serseri dolaniyorum, dukkanlarin adlarina bakiyorum.. hemen tum dukkanlarin adi hem arapca, hem ingilizce yaziyor.. tabelanin solundan gelerek ingilizce, sagindan gelerek arapca.. boylece oncelik sorunu cikmiyor aralarinda, ikisi de kendi yazim mantigina gore oncelikli.. rentekar.. berber.. rentekar.. eczane.. rentekar.. rentekar.. ne ulan bu.. rentekar.. arka arkaya yirmibes dukkani usenmeden saydim, onsekizi rentekar.. ulan kac kisi yasiyor da bu sehirde, kaci yemeyip icmeyip araba kiralamacilik ediyor.. hayir diyelim ki musterisi var kiraliyorlar, bu kadar insan bu isle ugrasinca diger isleri kim yapiyor.. butun araplar araba mi kiraliyor..
tam oyle degilse de onun gibi biseymis.. o bolge tahmin edilecegi uzere, bi 'rentekar toplu gosteri' alani.. sehirde baska cesit dukkanlar da var elbet.. ama araplarin da halikaten cogu esnaflik ediyor.. diger isleri peki kim yapiyor.. bi kere oyle fazla 'diger is' yok sanirim.. tuketim maddelerinin cogu yabanci menseli.. para var almis herif.. olan yerli uretimi de, tabii fabrikalarini gormuslugum yok ama, kuvvetle tahmin ederim ki, disaridan isci getirip yaptiriyorlardir.. kentin ecnebilerinden ileride bahsedecegim..
dubai guneydogu-kuzeybati istikametinde basra korfezi oyunca uzanan bir sehir.. kuzeydogu-guneybati dogrultulu bi halic sehri ortadan ikiye boluyor.. sehrin merkezi halicin kuzeybati tarafi, yani 'deyra', daha dogrusu, deyra'nin halicin korfeze birlestigi kosesi.. o noktayi merkez alan ve birer km aralikla acilan ve ceyrek cember parcasi seklindeki uc ardisik yol, bu merkezin iskeletini olusturuyor.. evet tahminleri alayim.. 'deyra' tabii bildigimiz daire demek..
bi sehrin merkezi deyince ne anliyosunuz.. bi suru farkli sey anlasilabilir.. burda kullandigim anlamiyla istanbul'un merkezi eminonu mesela.. sadece nuve sehir orada oldugu icin degil.. ayni zamanda geleneksel carsi orada oldugu icin.. iste en ic cemberin ici tam olarak da eminonu'ne denk dusuyor.. kargacik burgacik ve dar sokaklar, iki uc kattan yuksek olmayan binalar, hepsinin alt katlari dukkan.. akliniza ne gelirse satan dukkanlar, kasetciler, cantacilar, bisikletciler, kilimciler, giyim tabii.. benzer seyler satanlar kumelenmis.. parke doseli bir sokak boyunca karsilikli kuyumcular.. tahtakale gibi biyer yani.. ve ayni tahtakale gibi arac trafigine de acik, yayasi arabasi birbirine girmis.. yalniz ana caddeye yaklastikca elektronik esyacilarin anormal fazlaligi dikkat cekiyor, ucuzu pahalisi, turlu cesitlisi.. yine ana cadde boyunca suslu birkac otel, daha arkalara gittikce kalitesi giderek dusen ucuzcu mekanlari..
iste burasi dubai'nin acik ara en arap yeri.. diyeceksiniz ki arabistan'da esnafligi arap yapmayacak da kim yapacak.. oyle deyince garip olmuyor tabii.. gariplik butun esnafin arap olmasinda degil, butun araplarin esnaf olmasinda.. esnafin hemen tamami erkek, kadinlar musteri olarak olursa oluyor..
benim kaldigim otel, ikinci ve ucuncu cemberin arasinda.. istanbul benzetmesini surdurursek mesela aksaray denebilir.. hakikaten de cevre civar, aksaray gibi otellerle dolu.. normal yerlesimin icine serpistirilmis, deminkilerden bi parmak daha hallice bisuru otel..
alrikka caddemiz de bu durumda tahmin edilecegi gibi bir sira yemek mekaniyla bezeli.. cogu festfuud.. amerikan yiyecek endustrisinin butun major isimleri basariyla temsil ediliyor.. biraz otedeki molun de ust kati galiba benzer zikkim secenekleri sunuyor.. ve cok sukur bunlarin arasinda bir yildiz gibi parlayan lubnan allivan lokantasi.. beni ozellikle ramazan boyunca damak zevkinin birinden digerine kosturdu.. allah inandirsin anamin evinde her ne ismarlayacaksam hepisini yedim, karniyarigindan lahana dolmasina.. gerci ramazan biteli acik bufe de kalkti ve allahin gunu adana yemekten de hafif icim kurudu.. yine de bin bin bereket versin..
eminonu, aksaray.. ah. maalesef laleli'miz yok.. varsa da o kadardir ariyorum, ben bulamadim anasini satiim..
(yazidaki paralari, yazmisken bari fikir de versin neye yarayacaksa diye dolara da cevirdim..)
dubai'ye araligin yirmi kusurunda mi ne geldiydim.. cebimde simdi tam bilemeycem binkusur dolar para vardi.. ilk gunler karambole geldiginden aralik'in maasi sarkti.. onun icin su ana kadar para almisligim yok..
aldim gerci de, o avansti.. olay soyle vuku buldu.. ingiltere'den beni arayip gel lan sana dubai'de is bulduk dedilerdi.. yola cikmama ucbes gun kala sozlesmenin faksi geldi, soyle yapacan, suna rapor verecen, su kadar kazanacan, hepsi iyihos.. en son madde, laptopunuzu yaninizda getiriniz.. basustune.. dikkat ederseniz, herhangi bi laptop'u degil, laptop'unuzu.. hangi topumuzu.. ulan benim laptopum olsa, ne isim var dubai'de, satar parasiyla uc ay krallar gibi yasarim..
hemen ingilizlere telefon actim.. motorola'nin ofisinde kagit-kalem-daksil var miymis, yoksa onlari da yanimda gotureyim dedim.. yemediler.. hay topunuzu.. o esnada ankara'daydim.. ulan laptop, nerden bulunur lan bu.. aklima sani abi geldi, onu aradim.. kisa zamanda beni kaziklayacagini idrak ettim (ozgul, sakin soyleme abine).. kendisi de oolum dubai'den al madem, orda ucuzdur dedi.. zaten para da yoktu..
neyse.. kismet kazigi arap'tan yemekmis.. buraya geldim, ingiltere'den avans aldim.. ofiste suriyeli bi hiyar var, bilgisayarlara bakan.. mail baglantim da o hiyar yuzunden gecikti.. kim anlar dedim, o anlar dediler.. onun buldugu alet de nerdeyse sani abi'nin dedigi kadar vardi, hatta susu busu derken belki de gecti.. avansi oraya yutturdugum gibi, uste de galiba para ciktim..
en son gecen hafta cumartesi gunu, bana ittirilmis olan eksta ram'lar geldi.. parasini istersen sonra ver dedi getiren herif.. ben de yok, bitirelim dedim, yalniz bi dur da para cekeyim.. parayi cekerken aci gercegi farkettim ki, odemeyi yapinca elde avucta pek kalmiyor.. hazziktir dedim..
buraya kadar hala tamam.. ama bi de pazar aksami seytan durttu.. ulan dedim, gidiyim de biyerde biiki bira iciveriyim.. burda ayriyetten barlar yok, otellerin var.. bira yirmi dirhem (6$).. bara oturdum, orda da guzel bi, galiba rus, kiz vardi.. sonra ipin ucu kacti.. kizla tek kelime konustun mu derseniz, hayir konusmadim.. ama kiz kalkana kadar vazife bilinci icinde mebzul miktarda bira ictim..
ertesi gun tarifsiz pismanliklar icindeydim.. hasar kontrolu yaptim, cepte yuz dirhem (30$) kalmis eyvah, bozukmozuk yuzdokuz.. ayin yirmialtisi.. ingiltere'yi aradim maas ne zaman yatar diye, hani bi umut birinci ayi doldurdum, takvim ona gore kayar diye.. subatin ilk haftasi yatar dediler.. ne guzel.. bi de lokal ofisten taksi paralarini daha hic almadiydim, onu sordum.. persembe gelir dediler (benim icin cmt$).. n'apiyim gelirim anasini satiim..
uc gun var, yani uc sirketten donus, cmt dahil uc sirkete gidis.. onbeserden (4$) doksan dirhem.. sabah kahvaltisi icin evde uc gunluk sut var.. aksam yemegi icin sekiz dirheme (2$) dondurulmus biftek satiliyo, ondan alirim, iki aksam yeter, ogleleri de siktiret.. doksansekiz.. kaliyo onbir.. hatta taksi aslinda ondortbucuk tutuyo, yarimsardan uc dirhem biriktirsem ondort eder, persembe bi sakatlik olursa eve de taksiyle donerim, yalniz ikiyuz metre erken inmem gerekir..
inanmayacaksiniz bu ipince stratejiyi harfiyyen uyguladim.. taksiciler normalde yarim dirhem paraustunu vermiyo, hepsinden arsizca istedim.. hatta dikkatli okurlarin gozunden kacmadiysa, bi ucuncu aksam yemegi acik kaliyo ki, onu da yine plan uyarinca bi aksam, surekli gittigim lubnan lokantasina gidip cikista, tuhtuh cuzdani unutmusum ayagina yatip telafi ettim..
persembe sabahi filipinli sekreterimiz bernadet onbir civari telefon edip paran hazir dedi.. heyyoo.. onikide sirkete vardim, ceki aldim.. ulan iyi ki biriktirmisim yarimsarlari, banka uzak, taksiyle gitmek gerekiyo.. banka da birde kapaniyo, ulan simdi yarimda falan kaparlar da.. tam yarima uc kala bankaya geldim.. arkadaslar, insan iyimser oluyo.. yarimda kapanacagini dusunuyo da bankanin, onikide kapanacagini dusunmuyo.. direk yansidim kapida..
evet su anda cebinde ikidirhem olan bi ozgurcevik'im.. olduk mu dubai'nin ciplak vatandasi.. otel bes-alti km otede, n'apsam yurusem mi ki.. lubnan lokantasinin oldugu sokaktan diil de oburunden giderim.. babama telefon ediim, para gondersin.. keza sirket de ayni mesafe.. ustelik bugun birine veda icin ogle yemegi vardi sirketten, gidip onu bari yiyim, bi daa kimbilir ne zaman yeriz.. ulan borc istesem kimden isterim, allah kimseyi borc isteyecek kimsesiz birakmasin..
sonra dusundum ki, peki peder, ola ki aksilik oldu, bugun yarin para cikaramazsa n'olacak.. sonra da turkiye'nin haftasonu, otel odamda cileye mi cekilecem.. ustelik bi turk asla yilmamali..
bankanin icinde hala insan vardi.. gidip arka kapidan girdim.. gorevliye musteri sikayetim var dedim, hatta bi de fazil ali diye isim ogrendim.. fazil ali'yi aramistim.. yok, gitti.. ya kim var.. mahmut var.. mahmut'u buldum.. direk dirlanmaya giristim.. benim bu bankadan hesabim var da, bana uc gun evvel besbin dolar para yatti da, hala elime gecmedi de.. herif hemen telefona uzandi, turkiye'deki subeden durumu soracak.. ben de dedim ki, hayir hic degilse, elimde cek var, sube kapandi ama onu bozun.. mahmut da turkiye'yi arayip dert dinlemekten kurtuldugu icin bayaa sevindi, hemen verdi parayi.. altiyuz dirhem (170$).. sirkete gidip 'benim ne isim var lan burda' yemegini yedim.. iyi et lokantalari olur ya, eti abuksubuk soslara bulayip batirirlar.. plaja gittim.. otele dondum.. taksi parasi bi altmis dirhem gitti.. bakkaldan cay, seker hepsi bitmis onlari aldim, gelecek haftanin kahvalti sutleri, aksamlar icin azik.. elli dirhem onlar, elli dirhem sigara tuttu (paketi 1.5$).. lubnancida bi yemek yesem, bi de borcu odesem altmis da ona veririm.. bu aksam da bi persembe (cmt$) aksami atesine girerim, yuzyuzelli orda birakirim.. yarin gezip dolansam, ikidetek atsam, altmis-yetmis diyelim.. gelecek hafta bes gunun taksi paralarini ayiralim.. e bitti lan para.. cikmasam mi lan acaba bu aksam..
patlarim be.. dun gece de oteldeydim zaten.. adaam, yuru, yatirirlar heralde maasi o zamana kadar.. olmazsa babamdan isterim.. ogle yemegi de yemiyiveririm bi hafta..
surda burda duymusunuzdur, arap ulkelerinde bayramin ne gun baslayacagi onceden bilinmiyor.. galiba iki kisi yemin etti mi de bayram olmus oluyor.. sonra herkes birbirine haber veriyor.. beni o gunlerde sirketten uyardilar, aman ha, uyanik ol, bugun ay dogar mogar, santral cokmesin diye..
aksam evde otururken allah, birden bi cayirti.. n'oluyo lan.. havai fisek.. aha, demek ki bayram oldu.. bu fiseklerin tanesi bes kurustur demeden salliyorlar.. mesela yilbasinda da burdaydim, siradan bi ramazan gecesiydi.. ortalik kalabalik, ama yilbasi diye ozel bi gayret olmadiydi, biriki kisi tam geceyarisi yalandan korna caldi, sagda solda tek tuk maytap patladi.. bayram onunla kiyas goturmez, geceyi isitana kadar fisek tukettiler..
soyle bi saat falan bekledim.. yatsa yatardi, soktuumun santrali, artik bibok olmaz.. e bi aydir bizim de bi maruzatimiz var..
dubai, cevre civar sehirlerin en 'serbest'i olarak taniniyor.. sadece emirliklerde degil, butun arap yarimadasinda.. hem duydum, hem de dolayli da olsa gozumle gordugum var.. gecen sene indonezya'ya emirates ucagiyla gitmistim, bi muzik kanallari vardi.. karasacli karagozlu arap dilberleri ve gencoglanlari kiyilarda kumsallarda, collerde vahalarda birbirlerini muhabbetle kovaliyorlar, mesk edip dunyadan doyumluklar aliyorlar.. dersiniz, devr'ulharunresid'in binbir sene ahirinde sehribagdat'in binbir fersah cenubunda binbir gece masallari tekerrur ediyor..
gel gor ki, ramazan boyunca isbu dubai'de bile icki icilemez, icilmesi teklif dahi edilemez.. sevap defterime hassaten yazilacak bi marifet olmasa da, neticede ben de bi aydir kendime gore orucumu tutmus oldum kendime gore.. ickinin nerede tuketildigi konusunda fikrim de olmadan vurdum sokaga..
ufak bi fikrim yok degil.. bikere o deyra taraflarinda bar, pub bibok olmadigini biliyorum.. bi de bana gorevi devreden hintli arkadas bur dubai'de biyerlerden bahsettiydi..
bur dubai halicin otey yakasi, guneybatisi.. istanbul benzetmemizi surdurursek, ki tesadufi ortak kelimeler var, bizim halicin karsi tarafi gibi dusunebilirsiniz.. hem nisbeten yeni bi yerlesim, hem de benim calistigim yer dahil yabanci sirketler falan da o tarafta.. yani bu mantikla oralarda bi yerde bi beyoglu olmak gerekir.. hic gezip dolanmisligim yoktu ramazan boyunca.. hem de gormus olurum diye yayan yapildak dustum yola..
halici tam girisinde bi tunel, daha asagilarda da iki kopru asiyor.. otedeki cevre yolu, ortadaki daha ziyade sehirici ulasim icin.. iste o ortadakinden gectim.. ee ne is, sehir bitti.. taksiyle zirt diye gelip gecerken anlasilmiyor, oralarda bayaa bi bosluk varmis.. koprunun hemen ayaginda sag tarafinda isil isil bi yapi var, sonradan ogrendim, dubai emirinin (ulkenin genel emiri o degil, abudabi emiri) sarayiymis.. demek onun icin bos cevre civar..
sarayin epeyce bi cevresinden dolanan yol, bi muddet sonra halice paralel bi ayrim veriyor.. ordan donup yarim saat kirkbes dakka kadar daha yuruyup, artik sokarim ulan nerede bu sehir demeye baslayacagim sirada medeniyet zuhur etti..
bankalar tamam.. havayolu sirketleri.. carsi.. konfeksiyon dukkanlari.. hepsi tamam.. ana caddeye dokulen muhtelif ara sokaklar.. belli canim, istiklal caddesindeyiz..
labirent gibi bisuru arasokak.. her kose basinda yeni bi tane turuyor.. uzaktan bakiyosun sokaga, bisuru neon isigi.. yanas bi tanesine, neymis.. lokanta.. allah allah.. surdaki ne.. eczane.. bi tane daha, kasetci.. bu sokak bitti.. su sagdaki sokak daha mi eglencelidir nedir, ona da mi baksam.. kocaman bi levha, isik bi saat yonunde, bi tersi yonde akip duruyor.. uzaktan miyop gozlerimi kisip bakiyorum okunmuyor, ama belli canim, resmen alem.. yaklasiyorum, buzdolabi saticisiymis.. kuduracam ulan, terzi lan terzi, terzinin de mi neonlu tabelasi olurmus..
velhasili kelam, o benim gecen sene seyrettigim klipler yalanmis.. hani standart cennet cehennem fikralari vardir ya, torpilli bi zat olur, onkesif yapip secmesine izin verilir.. hep de gider cehennemi secer, ama bi hatadir olmustur, onun gordugu ya reklamidir cehennemin, ya da skriinseyvir'i.. onun gibi bisey iste, dubai koca bi yalanmis.. cismani alemin fena'sini, muasir medeniyet seviyesinde idrak etmis eshas herhalde hic yok degildir, lakin varsa da bunlar ekalliyettir ve de bay takimindadir.. kimbala takimi bunlari insallah basubadelmevt'te taam edecekler..
uzun tetkikler sonucu, biriki gurultu ureten yer belirledim.. ayagima kara sular inmek uzereyken bunlardan birine daldim.. mutevazi bi otelin icinde bi hint bari.. biriki bira attim orda, ama olmamis.. kucuk yer, cansiz, musterinin nerdeyse tamami hintli erkek muhendis arkadaslar.. cikip ikinci ve son ihtimale yoneldim.. esasen disardan bakarak da rahatlikla anlasilabiliyor.. alenen pavyon burasi.. masalarda tek veya gruplar halinde kefiyeli araplar, bi de pistte dansetmekle ve arasira onlari ziyaret etmekle mukellef rus romen kizlar..
bur dubai tarafina bi daha gitmedim.. hayir pavyonsa deyra'da, daha az batakhane, bi kazablanka oteli var, orda da var bi tane.. esasen otel falan da hikaye, varolus sebebi dogrudan o pavyon.. oraya da gittim bikere, kisa zamanda da boyumun olcusunu aldim.. bu mekanlar alenen petrol parasinin arabin cebinde paslanmamasi, servetin rus kizlara ve dolayisiyla dunyaya yayilmasi suretiyle sosyal adaletin saglanmasi amaciyla tesis edilmis.. benim naciz gelirim burada meze olur ve de kefiyeli arap arkadaslarla kokocambo dansi yapmak icin yanip tutusmuyosam daha ucuz bira satacak biyerler illa ki bulunur..
nitekim de varmis.. kanuni zorunluluk mu, yoksa adet mi oyle olusmus bilemem, burada icki otellerin icinde.. soyle hallice otellerin beherinde birer tane luks lokanta, ikiser tane de bar nevi mekan var.. filipin, hint barlari genellikle.. bi tane ayrispab var bildigim.. canli muzik yapilan, araplardan ziyade ilgili diasporalarin ragbet ettigi yerler.. batililarin aksamustu ugradigi, gurultusuz, bilardo falan oynanan bikac yer var..
neyse dilimi yormayayim.. aman alemin kanini emeyim diyenler tutup dubai'ye mi gelecekler..
haftasonu aksami oturmus biyerde iciyodum.. tek basina alkol tuketimi, malumunuz nahos bi davranistir, insan kendi kurgu dunyasinda ucar gider.. ben de o vaziyetteyim iste..
ilkin asal sayilar bocuk gibi dolanip duruyordu kafamin icinde.. son gunlerde kusacak kadar asal sayi yedim.. ucler, besler, yediler beynimin kivrimlarinda booyle vingir vingir dolaniyor..
algiyla dikkatsizligin arasindaki incecik sinirda tavanda bi kirmizi nokta dolaniyor..
bi ara aydim, sokayim asal sayisina, parasini mi verdim lan ben bunlarin.. hafif de efkar geldi, bir 'neyleyim gec gelen bahari senin gibi' hikayesi yazdim yavas yavas.. bilgisayarin basina oturdugumda coktan kaybolmus olacak ve yenilerini arayacagim sozcukler usul usul zihnimde dolaniyor..
kirmizi nokta muzik yapan grubun arkasindaki perdede dolaniyor..
sonra dusuncelerim savruldu.. bi internet listesinde son bikac gunluk bi tartisma.. x'i dovuyorum sanal alemde, ama nasi allah yaratti demeden.. subcekt: sayiyla mi verdiler.. ettiklerinin aheste aheste ciktigi gunler gevrek gevrek hayalimde dolaniyor..
kirmizi nokta sagda solda, milletin kafasinda gozunde dolaniyor..
kirmizi nokta agir agir idrak noktalarima ulasti.. ne ulan bu boyle.. dikkatlice bakinca hemen anlasiliyor, isyerlerinde aynali elemanlarin prezentasyon icin kullandiklari lazerpointirlar var ya onlardan.. ama hangi dumbugun elinde..
ben bu nesneye oteden beri ifrit olurum.. yok, sirket ortamlarindan degil.. taksim barlarinda gorduydum biriki picin elinde.. hayir delikanli ol, madem suraya buraya tutacan buzugun yetiyosa fener tut, isik sacilir da bari isaret edilenin de haberi olur.. bu tam sinsi isi..
bulundugum yer bi filipin bari.. ehven muzik yapiyor.. musterileri genellikle uzakdogulu, hintli, yer yer batili.. maalesef cogu erkek, buradaki cogu yer gibi.. karikiz hic gelmiyo degil de, hani soyle tek basina bi yavru gelse de kessem diye bekleyen de epeyce bekler.. cevredeki masalara soyle bi baktim, yok kimsede oyle bi alet..
ulan, ulan.. kirmizi nokta gitti, ta bak arkasi donuk garson kizin kicina kondu..
bu sefer iyiden iyiye cinlendim.. ucdort tane garson kiz var, birine de hastasiyim.. yani oyle aman aman degil de, es zamanli olarak elli mertebesinde kiza hastasi olunabilir ya, o bapta buna da hastasiyim.. filipinli, minyon, ahim sahim guzel olmayan ama cok seker gulen bi kiz.. tacize o maruz kalmadi gerci, ama ne ne farkeder.. killandim bi kere..
isguc de yok ya zaten, ben durumdan vazifemi cikardim.. kim lan bu hiyar diye bakinip duruyorum.. bi ara tuvalete giderken barin onunden gecmem gerekti, aha da iste yakaladim.. barda tek basina oturan bi arap pezevenk vardi, oymus.. mekanda fazla arap yok aslinda.. varsa da, buyuk ihtimal kuzey araplari, pantolonlu arap.. bu tam arap olan tek kisi cevredeki, beyaz entarili sallak mallak..
isimi yapip dondum oturdum, fakat herifi de belledim.. du bakalim belki ben yanlis gormusumdur, gunahini almisimdir.. sair zamanda havaya, sahneye, gitaristin gitarinin notalarina falan tutuyo kirmizi noktasini, guya atraksiyon yapiyo.. bi ara baska bi garson kizla sakalasmaya tesebbus etti, kiz profesyonelce soyle bi gulumseyip savdi bunu, bi masaya servise gitti.. ickileri masaya koymak icin egilince, bizim hayvan hoop kizin poposuna odaklandi yine..
nasi guzel dovuyorum herifi kafamda.. ulan ipne, hem oyle entarili bilmemne gezersin.. hem de simdi gel allahin gurbetci kizina.. evde iki karisi, sekiz evladi vardir bunun.. hatunlari evden cikarmadigi gibi kizi varsa onikisine geleni de kapkara buruyuveriyodur.. sonra gel burda bira ic, bi yandan da sunun bunun kicina bacagina.. isledigi islemedigi butun gunahlari herife yukledim..
bi ara yine garson kizlardan biri yanasip biseyler soyledi herife.. herif hemen savunmaya gecti, elini kolunu ve bu arada kirmizi isigini sallaya sallaya anlatmaya basladi.. biraz sonra da kalkti gitti.. lutfen ama yakisiyo mu falan dediler, bu da bozuldu heralde diye dusundum..
hem sevindim herif gitti diye hem de biraz uzuldum.. ne guzel dovucektim ben onu.. herif artik gitti ya, palavracilikta salvo atisina gecebilirim.. durerdim de bukerdim de dudugunu kicina sokardim da.. bu minvalde yavas yavas hayal dunyamin baska bir ucrasina kaymak uzereyken, aa herif geldi, bardaki yerine geri oturdu..
ulan uslu dursa bari.. bende de alkol artmis.. harbiden kalkmak gerekecek.. simdi bunun surda burda da adami vardir, sabaha kadar zopa yemek de yazili.. herif bir durdu, iki durdu, gitti yine kizin birinin kicini nisanladi..
simdi ben esasen genel klasmanda muhallebi cocugu kategorisine girerim.. e ama serde de, teorik planda da olsa, delikanlilik var, oturdugum yer artik resmen kicima batti.. kalktim gittim bara.. duduk elinde.. o ne dedim.. pek bozmadi evvela, iste lazerbilmemne de cart curt.. verir misin dedim, biraz da zorla aldim elinden.. herif oyle irikiyim degilse de cok ufak tefek de degil, ama kalibinin adami degilmis, direk pisti.. entarisinin gomlek cebi hizasinda bi cebi var, hafif aralik duruyor.. oraya pit diye biraktim dudugu.. kullanma bunu dedim.. neden falan diyecek oldu.. sen nedenini biliyosun dedim, geri masama dondum..
biraz sonra bi daha tuvalete gidecek oldum, arap da benimle disari cikti.. bu durumlar icin besbelli otomatik bi savunmasi var, dugmesine basilmis gibi basladi, ay em e benkir da dets may vey of layf biseyler diyor.. ben de tersledim bunu, bu da geri donmedi bara.. giriste oranin artik muduru mu nesiyse bi herif tesekkur etti.. ben de vakur vakur tebessum ettim.. yani havaya girdim..
meger dunyada ne buyuk bilmedigim bi keyifmis bu dayilanmak.. hani soyle en azindan bi tedirgin olmam falan gerekir normalde, du bakalim isin sonu ne olacak diye, alkol de var ya, bilakis nasi sooyle bi keyiflendim.. hele herif basip gitti ya, valla alemde benden krali yok, oyle hissediyorum..
bi yarim saat falan gecti.. biram bitmek uzere, bokunu cikarmadan kalkacam.. arap ucuncu perde icin sahneye dondu.. vay.. direk meydan okuma.. mecburen bi bira daha soyledim.. bi bes dakka gecti gecmedi, arap da cihazini cikarip numarasini yapti..
iste burasi cok ilginc, insan kendini resmen bagli hissediyor o durumda.. yuzdeyuz diyorum, gitti kahveden adam topladi geldi, disariya yigdi.. hepsini doverim, ve de gerekirse de kacacagima serefimle zopami da yerim.. gozumde degil yani.. bara gittim, hic konusmadan herifin karsisina dikildim.. bu da diklendi bu sefer, ne diyosun dedi.. ver onu bana dedim.. dudugu tuttugu elini cebine sakladi.. ben hamle yapinca da kollarimi tuttu.. aha o zaman zivanadan ciktim, kurtardim kolu, zumzugu gerdim.. arkadan biri kolumu tutup engelledi..
neyse efendim, buyumeden ayirdilar.. herifi de sepetlediler.. masaya dondum, iki gorevli geldi bi sey mi var diye.. var bisey dedim, bilen de biliyo.. ustelemediler.. oturdum, birayi bitirdim, kalktim.. 'disarda senlik mi var' endisesiyle ciktim.. yok, in cin top oynuyo.. taksiye atlayip otele gittim..
eveet, oyleyken boyle.. o aksam bi de oda anahtarini kaybetmisim.. ertesi gun bara yeniden ugradim bos saatte, itisirken mi dustu diye.. sadece garson kizlar var.. yok, bulmamislar anahtar falan.. kusura da bakmayin dedim, hani dun gece biraz sakatlik oldu.. onemli degil, biliyoruz dediler.. benim sekerkiz da orda, hic de oyle kahramanim diye kollarima atilmadi.. bu karikiz milleti bi moktan anlamiyor..
vah vah bizim essek iyice dellenmis, kafayi gozu yarmadan rahat etmeyecek diye endiselenenlere.. hadise bi ay kadar evvel oldu.. o bara sonradan ucbes kere daha gittim..
arap : bi daha mekana gelmedi.. bankasinda sunun bunun kicina kirmizi nokta tutuyor.. sekerkiz: son iki haftadir o da yok.. artik bilmem izinde, bilmem ayrildi.. oC : cok sukur, kolu bacagi saglamdir.. suna buna bulasmiyor, arka masalardan birinde efendi efendi iciyor..
dubai'nin, eger varsa nami, rio gibi ar damari catlak festivallerden degil, ikibin kilometre capinda cevresine bakarak goreceli serbestliginden geliyor.. yani heralde oyle, cunku o cevreyi gormus falan degilim.. seyahatnamemin adinin, evelkilere kiyasla cok kuru olmasindan da belli, kakilip kaldim bu sehirde, civar ulkeler soyle dursun, geldim geleli kisa bi is yolculugu haric belediye sinirlarini dahi asamadim..
anladigim o ki, uluslararasi firmalar icin bolgede en azindan bi us gerekiyor.. oyle ya, en azindan bi cekirdek kadro gelecek buralarda bikac seneligine kalacak, simdi o herifi kuveyt, riyad benzeri biyere gondersen baglasan durmaz.. dubai, zaman icinde ufak ufak, asrilik konusunda aday sehirlik ilan etmis, sonra da bunu kazanmis olsa gerek..
neticede de ortaya yerel uluslararasi metropollerden biri cikmis.. nufus cok cesitli, turlu dilden dinden insan dolu memleket.. yerel nufusun, tabi oyle kendisi, yarisi kadar degil de, atiyorum beste biri kadar ecnebi vardir mesela.. zaten yerli nufus oldukca dusuk, ureme konusunda iddialilar gerci ama bu son zamanlarin davasi olmali, buranin petrolu alti ustu benle yasit..
yaniltici olabilir, hemen ayrintiya gireyim.. ecnebi dediklerimin tamami batililar degil.. hatta batililarin sayisi herseye ragmen oldukca dusuk.. calistigim yer eger uluslararasi sirketlerin tipik bi ornegiyse, sadece yonetici, isletmeci tayfasinin bati kokenli oldugunu soyleyebilirim.. teknik kadro, hemen tamamen hintli.. hatta daha fazla genelleme bile yapabilirim, uluslararasi sirketlerde hintli, onlarin musterisi durumundaki devlet kurumlarinda ise pakistanli ve kismen yerli arap.. dusunsenize yakin, kalabalik, fakir ve bol muhendisli bi ulke icin ne kolay bi avlanma (avlanilma mi yoksa) sahasi..
hindistan'in kulturel etkisi de oldukca fazla.. yani simdi kulturel deyince ciddi ciddi inceleme yapmis gibi duruyo, tabi oyle bi halt etmis degilim.. televizyondan biliyorum.. ucbes hint kanali var kabloda.. mesela muzik kanali olarak da hint mtv'si var, bilemem artik belki asya mtv'sidir de, buranin praymtaym'inda hemen hemen sadece hint pop yayini yapiyor.. dunyada bizim turkis pop'tan beter bisey varsa o da bu hindi pop'tur.. ayni durumu kasetcilerde falan da gormek mumkun, en az arap muzigi rafi kadar hint muzigi rafi var.. turkce kasede sadece bir yerde rastladim, tahmin edilecegi gibi ibrahim tatlises toplu gosterisi, ilaveten de kici bacagi duzgun bayan pop'cularimizin ve tasnif disi olarak muazzez ersoy'un son urunleri olarak ozetlenebilir.. ragbet gordugunu pek zannetmem, iki aydir hicbiyerde duymadim.. kiyaslamak icin rusya'yi soyleyeyim mesela, yolda yururken bi dukkandan tarkan sarkisi isitebilirsiniz..
daha.. uzakdogulular var.. agirlikla servis islerinde calisiyorlar.. otel resepsiyonlarinda, barlarda gorduklerimin cogu cekik gozlu.. ruslar var, cok degil gerci.. heryerde oldugu gibi bavul ticareti yapiyorlar, belki bi de daha kritik bi sektore katkilari vardir..
butun ecnebilerin toplamindan fazla da sair arap var.. bunlari yerlilerden ayirmak icin kuzey arabi diyelim: lubnanlilar, filistinliler, urdunluler, suriyeliler, iraklilar, musaadenizle iranlilara ayri bi kategori acmayip onlari da buraya dahil edivereyim (bati arabi pek yok galiba, belki bi miktar misirli).. yani petrolsuz, veya petrollu fakat pek kalabalik ulkelerin vatandaslari.. basta ayirdedemiyordum bunlari, halbuki sonradan anladim cok basitmis.. pantolonlu araplar kuzeyli, entarililer yerli..
bunlar avam, bildiginiz gurbetci, buranin en garibanlari.. oyle surunduklerini zannetmem, bizim alamancilarin su andaki hallerine denk olabilir.. aralarinda lokantasi, ufak dukkani olanlar var.. bi buyuk taksi sirketi var, sofor olarak nerdeyse tamamen onlari kullaniyor, benim dubai'de en fazla muhatap oldugum meslek grubu.. 'selaminaleykum, alrikka plaza pliiz', bi de inerken 'du yu hev e risiipt'.. gormedigimiz isler, colde petrol isciligi, ne kadar varsa artik sanayi isciligi falan da paso onlarin isi olmali.. hele sokak temizligi, liman hammalligi falan, suphe goturmez, belki bu en alt grupta iyice beter olarak okumamis hintliler, seylanlilar falan da vardir..
yoneticiligi (alfa) amerikalilar, muhendisligi (beta) hintliler ve nacizane ben, kalifiye isciligi (delta) kuzey araplari, hammaliyeyi (epsilon) da seylanlilar yapinca yerli araplara da kala kala esnaflik (gama) kaliyor haliyle.. ortalama bi omur surersek su dunyada, sanirim goreceklerimiz arasinda bunlarin nasil hasir ustunde kalacaklari da var..
bu cesit cesit ekalliyet arasinda cinsi dagilimi 'feminin dominans' yonunde olan bitek ruslar var tahmin edilecegi uzere, belki biraz da uzakdogulular, ki bunlar sayica en dusuk gruplara tekabul ediyor.. batililarin cogu ailesiyle birlikte gelmis, zaten evlenmemis olanin kolay kolay yolu dusmez.. hintli teknik kadronun bi kismi icin de boyle bu, zaten galiba hintliler dogalari geregi evcimen insanlar.. bunlarin cokluk kendi alemlerinde yasadiklarini da goz onune alin, sokaga korkunc bi erkek egemenligi yansiyor..
bu turkiye'de bile sikayet edilecek kadar boyledir de, bi de burayi gormeli.. turkler malum, kendileri disindaki milletlere benzemeye oldum olasi heveslidir.. eger illa birine benzeyeceksek valla derim ki, peruluya benzeyelim, madagaskarliya, nepalliye benzeyelim, ulan bunu da soyledim ya, amerikaliya benzeyelim.. hicbiri munasip degilse kriptonluya benzeyelim de yine araplar uzak dursun..
yazarken insan tam kestiremiyor okuyanin ne anlayacagini.. oldugundan daha mi cennet yaptim, daha mi cehennem yaptim.. dediklerimin 'ben' hoslandim/hoslanmadim diye anlasilmasi daha dogru olur.. esasen burada da, dunyanin para gormus her kosesi gibi, kendi tarzinda bi orta sinif saadeti var.. ramazan'daki gece 'can'i mesela.. ramazan bitti, o 'can' oldu diyodum, meger baska biyerde dirilmis..
sehirde bikac plaj var, geldigimden beri her haftasonu gidiyorum.. bunlardan biri mamzar parki.. basra korfezine paralel uzanan dil gibi bi yarimadayi park yapmislar.. acik denize bakan tarafi plaj, ben de orada pinekliyorum, zaten baska bi hadiseden de haberim yoktu.. araplar denize pek ragbet etmiyor veya abazan gencoglan gruplari halinde gelip hiba hiba yapiyolar.. bigun dur lan, bi yuruyim bakiim dedim, meger park buyucekmis.. dilin oteki tarafi anakaradan derin bi koyla ayriliyor, o taraf meger kulliyen mesire yeriymis.. kalabalik aile gruplari piknik yapiyor, yiyip iciyor, coluk cocuk falan, cay bahceleri var..
'can' buraya gocmus ramazan'dan sonra..
dubai-istanbul cografi/sosyoekonomik benzetmesini abartayim.. deyra demistik sarayburnu'na tekabul eder, halicin guneybati tarafindaki bur dubai ise, eh beyoglu olmasa da karakoy tarafina.. bur dubai halicin kiyisinda, cevresinden bos alanlarla bi miktar ayriliyor..
daha guneybatiya (istanbul anolojisinde kuzeye), icerilere ilerleyince, seyh zayed caddesine variyoruz, veya bizim maslak, buyukdere caddesine.. uluslarasi sirketler buralarda.. arka arkaya gokdelenler, ulan desem bombos colun ortasinda yer mi yoktu, esek marzukasina kelebek konmus gibi.. sigara ictigim koridorun tam karsisinda dubai'nin yeni gururunun insaati gunbegun ilerliyor.. uzerinde yuz metre, ikiyuz metre, ucyuz metre tabelalari..
maslak'ta kuzey ilerlememizi kessek, denize donsek ne olur.. tarabya'ya, bebege falan ulasiriz.. ki memleketimizdeki ekspatin yogunlastigi yerlerdir.. burada da seyh zayed'den bi dikme aldigimizda korfez kiyisindaki cumeyra'ya ulasiyoruz ki aynen tekabul eder.. buralar artik sehrin baya yeni yerlesim alanlari.. calistigim yerin kalici batililari genellikle buralarda oturuyor.. ecnebi cocuklarinin okullari bu civarda cunku.. plajlardan biri de burada..
peki, bu dubai'yi istanbul'un avrupa yakasina iyice benzettik.. bi de anadolu yakasi icab eder.. allah inandirsin o da var.. deyra tarafinda halic'e kicinizi donup kuzeybatiya gidiyosunuz.. sehir bitiyor.. onbes km. sonra baska bi sehir var.. $arja.. ulkenin dubai'den sonra ikinci kalabalik sehri, belki daha buyuk.. ikisi de yedisekizyuzbin falanmis.. esasen ayni istanbul'un iki yakasi gibi bunlarin nufusunu ayirdetmenin imkani yok.. insanlar gunduz dubai'de calisiyor, gece evine $arja'ya gidiyor.. hangi insanlar.. mesela bizim sirketin hintlileri ve kuzey araplari..
yine iki ornege baktim salladim.. yok valla degil.. hem soylendi, hem de sabahlari gelen, aksamlari giden trafigi biliyorum.. ayni bogaz.. ulan hadi bizim istanbul mecburiyetten, bombos colun ortasindaki trafigi gordukce aferin diyesim geliyor.. bok vardi da oturma ve calisma alanlarini ayirmisiniz.. $arja'ya gitmisligim yok, ama heralde icinde bizim elemanlar icin bi acibadem'i dubai esnafi icin de bi uskudar'i vardir..
bereket o trafik benim gundelik yolumun otesinde.. sehir icinde ne trafik olacak.. alrikka-seyhzayed arasi zaten anayol, dar yerinde bile ikiserden dort seritli.. transit gecenler zaten en asagi kopruden gecen cevreyolunu kullaniyor.. bol bol yetmesi lazim.. kaza falan olmadikca yetiyor da.. yalniz kaza biraz bol oluyor.. haftada bes olmasa uc kere oluyor.. cogu siyrik kazalar, oyle takla atan olen kalan yok.. su araba suna degmis de rapor tanzim edilecek, trafigin icine sicmis umrunda mi..
bu ucuncu dunya milletlerinin, biz dahil, ama mesela bizim ortaasyalilari falan bi gormeli, suratli araba kullanma meraklari bana hep garip gelir.. yahu herifin dunyada hicbi acelesi yok, geldigi yerde yatiyordu, gittigi yerde keza yatacak, ama iki arada bi basiyor, allah allah.. besbelli bi an evvel varacagi yere varip yeniden yatmak icin.. taksicilerin cogu doksanla yuzle giderken ondeki arabanin on metre dibinde.. arabalarina da guveniyolar, anlamam ya abs'li falandir.. kaza kotu arabadan olmaz zaten, iyi arabadan olur..
yine boyle bi kaza sonucu trafik sikisikligi sirasinda taksici kardesime sordum, nedir diye.. dubai'de iki cesit taksi var, cogu dubai transport diye bi isletmenin, standart, numarali, taksimetreli, kalanlar ozel.. bu ilk gruptandi, meger de pek dertliymis.. gunde yuz dolar mertebesinde sabit para veriyolarmis sirkete (ki ya kazanir, ya kazanmaz, taksi ucreti yaklasik turkiye duzeyinde.. inanmadim ertesi gun baska sofore sordum, yetmis dolara dustu).. kac taksi var boyle dedim, ikibin dedi (nufusa kiyasla bu da ohaa, ama dogru olabilir, sehirde benim durumumdaki insanlarin orani da yuksek).. ne eder gunde ikiyuzbin dolar.. cuss.. bakin gunahini alacam, ya seyh kendi isletiyodur bunu, ya oglu damadi birisine ihsan etmistir..
bu fiilen birlesik dubai ile $arja esasen iki ayri emirlik.. $arja'dan sonra onar km. arayla iki tane daha kucuk emirlik-sehir.. kuzeydoguya dogru daha da devam edilirse elli kilometre kadar otede, ulkenin en ucunda bi tane daha, ki benim dubai disinda gidebildigim tek sehir olan rassalhayma, digerlerini yolda gecerken gordum.. dendigine gore, bu sehirler ve hatta abudabi, dubai'yle alakasi olmayan, arap yarimadasindaki benzerleri kadar muhafazakar yerlermis..
birlesik arap emirlikleri basra korfezinin guney tabani uzerinde.. korfezin ucunda bi boynuz vardir ya, iste soyledigim bes sehir, o boynuzun guneybati-kuzeydogu istikametli ic tarafina, onun da en ucundaki kucucuk seride sigismis durumda.. bi emirlik boynuzun korfeze bakmayan dis tarafinda.. son emirlik abudabi, ki ayni zamanda baskent, ulkenin bati tarafina dusuyor ve kalan alaninin tamamini kapliyor.. topragin beste dordunde, nufusun (ulke nufusu dort milyon diyorlar, heryerde biraz pay birakilip soylenir, demek ki uc milyon) tas catlasa beste biri yasiyor..
col.. aslinda onlar da yasamaz da petrol orda.. birisi onu cikaracak.. ayrica bi miktar insanin da deve yetistirmesi gerek.. geleli uyuzladim, kismet olmadi, ama aklimda bi ara gidip bi bakicam, col nasil oluyomus..
ulke hakkinda da biraz bilgi vereyim da nereyi okudunuz bilin dedim.. cok da nefis oldu.. basinda olmasi gereken kicina denk geldi..
bu yazi dizisi de burada biter..